29 Aralık 2011 Perşembe

Yeniden yazmak

Uzun zaman olmus yazmayali. Ama aslinsa ben hep yaziyorum. Bu zaman diliminde hayatimin ayrintilarinin oldugunu farkettim. Bazen gerekli oldugunu sandiginiz ama hayatinizda aslinda yoklugu varligindan daha cok belli olan insanlar vardir. Ve omlari hayatiniza aldiginiz an siz kendinizi unutuyorsunuz. Ene azindan ben oyle hissediyorum. Ama simdi artik ben ve benim hayatimin ayrintilari var. Yine uzun zaman once durakta otobus beklerken bir arkadsimla soyle demistim: ben artik hayatima temiz bir sayfa acacagim ve her sey daha guzel olacak. Ama sonra tam bu karari aldigim sirada hayatinda bana tesekkur etme firsatini bulup da yaratamamis admi gorunce aldigim butun kararlar o anda degerini yitirdi. Ve sunu anladim:bazi karsilasmalar insanlari sadece siniyormus. Tipki benin o gun sinandigim gibi! Ama sonra bir gun artik gercekten kalemimin onun tarafindan degersizlestirildigini farkettigim an onu hayatimdan cikarip attim. Ve cok huzurluyum. Onu hayatimdan cikardiktan sonra kalemim,yazilarim,ben,hayatim daha degerliyiz. Ve bir sey daha farkettim: veda etmeden once bir kez her seyinizle teslim olursunuz. Hic kacisi yok!teslimiyettir aslinda sizi ondan ayiran. Bosalttim ben hayatimi,beynimi. O yuzden artik daha secici ve kararliyim!

10 Aralık 2011 Cumartesi

Ciliz bedenim

Ciliz bedenimin koltuklarini mahcup olarak mi kabartacaksin hi?bir sey soylemeyerek "ama ben mahcup oluyorum"diyerek mi? Yapma bunu ne olur yapma. Bir sey soyle ama mahcubiyetlerin sende kalsin. Gormek istemiyorum o halini. Mahcubiyetin seni degil beni ezer. Anliyor musun? Analamiyorsun ona da hic suphe yok zaten. Anlamis olsaydin ya bir kelam laf ederdin ya daiki satir yazardin. Senden gelen her sey kabulumdu bos bile olsa ici. Sen mahcup degil acizsin sevgilim. Sen acizliginin kurbani,bense senin mahcubiyetlerinin kurbani. Kim odeycek bu bedeli kim? Bende bir resmin var ben ona bakiyorum ama o bana bakmiyor. Geceler boyu sadece yasadigimiz o uc dakikalik mutlu anlari dusunerek mutlu olmak da senin acizliginin eseri. Eger bir seyler soylemis olsaydin mutlu oldugumuz anlarin suresi uzardi. Birlikte gidemeycegimiz sehirler,yanyana yuruyemeyecegimiz yollar simdi artik hepsi kus bize. Sana ve bana ayrilan yollar yakindir gitme vaktin geldiginde biletin hazir istedigin zman gidebilirsin. Her sey istedigin gibi olacak merak etme.gittigin yerde ben olmayacagim merak etme. Dedim ya yollarimiz ayri artik hic birlesmemis haliyle.

Cocugum

Sen nasil guzel bir seysin oyle. Tanri seni yaratirken bence kendini de eglendirmek istedi ner dersin? Yani seni dunyaya gonderip de yukardan izledigi zaman gulumsemek istedi. İyi kide o gulumsemek istedi sayesinde,sayende bende gulumsemekle kalmiyor kahkahalar atiyorum. Hayatima hangi ara ne hizla girdin ve bana ne zaman bu kadar icten" bebem" demeye basladin bilmiyorum. Bildigim tek sey hayatimdaki en ozel erkek oldugun. Sen mutlu etmeyi,gonul almayi o kadar iyi biliyorsun ki tek bir gulusunle her sey unutulup gidiyor gozumun onunden. Sen hep hayatimda ol emi cocugum sakin birakip gitme. Unutma aynada kim var? Biz variz. Sen ve ben! Baskasi da olmasin zaten. Gerek yok. Sabah uyanmalarin,gece uyumalarin,muzik dinlemelerin,saklanmalarin,guzelle cirkini ayirt ediyor olusun! O kadar guzel ve ozelsin ki inan bana seni tanimayan birine seni anlatmak degil seninle yasamasini soylemek gerek bence. O zaman anlar senin bir cocuktan daha fazlasi oldugunu. İnan bana sen cocuk ruhlu bir adamsin sadece ama cocuk degilsin birtanem. Hatirlamayacak olsan da aslinda sen her seyimi biliyorsun. Anlatiyorum ve dinliyorsun. Bu harika bir sey. Seni seviyorum. Unutma cocugum sen benim en kucuk suc ortagimsin:)

8 Aralık 2011 Perşembe

beyaz güvercin!

beyaz güvercin ne zaman uçacaksın? o bizi bırakıp gitti diye hayata mı küseceğiz,benimle konuşmayacak mısın,dertleşmeyeceğiz mi? her şey o gidene kadar mıydı yani? sende beni hiç sevmedin değil mi? sende onunla birlikte gittin aslında? hadi durma söyle inkar neye yarar ki? ben mi istedim gitmesini yoksa sen mi? yeter...yeter...yeter... eğer sende gideceksen engel olmaya hiç niyetim yok. o'na öyle çok engel olmaya çalıştım ki ama beni dinlemedi. gitmeye öyle meraklıymış ki tek parça eşyasını bile götürmedi yanında.. sakın bana o gelecek deme? gelmeyecek bunu sende,bende, o da o kadar iyi biliyor ki. şimdi sen söyle ne yapmalıyım? gelmeyeceğini bile bile beklemek mi yoksa gelmeyeceğini bilerek gitmek mi? ben karar veremedim. belki sen bir şeyler söylersin ne dersin? hatırlar mısın? bir gece öyle sarhoş gelmişti ki eve her ne halde olursa olsun seni görmeden uyuyamazdı. bense hiç...hiç... artık kelimeler yetmiyor anlatmaya. sana kırgın değilim beyaz güvercin. seni o yetiştirdi... nefretin de ondan,sevgin de!

5 Aralık 2011 Pazartesi

5 saat:)

dün 5 saat boyunca aynı yerde bir azalıp bir çoğalarak oturduk. harikaydı. dramatik yazarlık hocası her ne kadar hala adımı ezberleyememiş olsa da ben onun söylediklerine katılıyor ve inanıyorum:) şöyle demişti bir dersinde:hayatınıza giren her insanın muhakkak bir önemi bi işlevi vardır. kimi;dostunuz, kimi;sevgiliniz, kimi;katiliniz olur. evet çok haklı gerçekten öyle. dün hayatımdan seni çıkarıp başka birini almak gerçekten o kadar huzur vericiydi ki. seninle o kadar çok kirlenmişim ki bunu kendime nasıl yaptım bilmiyorum. hamama gitsem değil 40 tas 140 tas su döksem üstüme yine de temizlenemem sanırım. ama sen hayatımdan çıkınca seninle birlikte kirlerimde gidecek.

29 Kasım 2011 Salı

herkese: benden,senden bahset:)

ben senden herkese bahsedebilirim ama sen benden kimseye bahsedebilir misin bilmiyorum?senin benden bahsedecek bir şeylerin olabilmesi için bahse değer yaşanmışlığmızın ya da senin beni yaşaman lazım öyle değil mi? ben seni yaşıyo muyum peki? elbette. senin yaşanmışlığına uzaktan dahil olmak da güzel ama seni dahil edememek de bir o kadar kötü. ama artık üzülmüyorum ben üzüldükçe sen sevinecek o kadar çok şey yaşıyorsun ki. mektuplarım eline geçtiğinde yaşadığın ve anlık da olsa bana yaşattığın mutluluklar benim için paha biçilmezdi. ilk defa yaşadığım ve yaşattığım duygunun bana bir zaman sonra acı vereceğini bilerek yaptım tüm bunları. merak etme:sen hiçbir zaman hiçbir şey söylemek zorunda değilsin. bir şeyler söylemen için beni anlaman gerek öncelikle. gördüğüm rüyalardan sonra daha iyi anlıyorum:sen aslında hiçbir zaman beni anlamamışsın. ayrıca o tulumu da henüz doğmamış ama eğer bir gün doğarsa çocuğuna da giydirmeyeceğini o kadar iyi biliyorum ki. ama bunun da bir önemi yok artık gerçekten. şuan seni şarkı söylerken dinlediğim de bir kaç saat sonra ilk mektubum eline olaşacak çok yakın bir arkadaşım aracılığıyla. ilk mektuptan sonra karşılaşacağımız anı da başka bir zaman anlatırım...

mektuplarım geliyor mu?

bilemedim ben?






postahane?